30 Haziran 2011 Perşembe

ERYX TANKSAVAR FÜZELERİ ISKALADI SAVUNMA BAKANLIĞI İHALEYİ İPTAL ETTİ

Bİr haber sitesinde okuduğum haber aynen aşağıda belirttiğim gibi. Konuları yakından takip ettiğim için yorumu direk net ve açık isim vererek yayınladım. Haberde ihaleyi hangi firma hangi ürünüyle aldı yazılmamış. Bahsedilen yıllarda TSK tanksavar füzesi ihalesi açtı. Füzeyi Fransız Firması MDBA, Eryx Tanksavar füzeleri ile kazandı. Yanlız o günden beri TSKnın kazıklandığı, füzelerin hedefleri vurmadığı ve ihaleniniptal edileceği haberleri gündemden hiç düşmedi. Sonunda iptal olmuş. Haber aşağıda.

Füzeler için 50 milyon dolar yatırım yapılarak Elmadağ'da kurulan yedi tesiste yedi yıldır hiçbir şey üretilmediği ortaya çıktı.


Kara Kuvvetleri Komutanlı- ğı'nın 19 bin adet kısa menzilli füze ihtiyacını karşılamak için Milli Savunma Bakanlığı ve Fransız MBDA firması ile yapılan 400 milyon Euro'luk anlaşmanın ardından yaşanan skandalların ardı arkası kesilmiyor. Teslim edilen füzeler, hedefi vuramayınca Türkiye ve MBDA mahkemelik olmuş ve sözleşme iptal edilmişti. Sözleşmenin feshedilmesiyle 50 milyon dolarlık yatırımın da çöpe gittiği ortaya çıktı. Alınan füzeler için kurulan tesis de tam 7 yıldır atıl durumda. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK), Elmadağ'daki tesislerinde proje kapsamında yeni füzelerin üretimi için kurulan tesis boş bekliyor. 50 milyon dolarlık tezgâhlarda 7 yıldır hiçbir şey üretilmedi.

Füzeler için 50 milyon dolar yatırım yapılarak Elmadağ'da kurulan yedi tesiste yedi yıldır hiçbir şey üretilmediği ortaya çıktı.

Milli Savunma Bakanlığı ile Fransız MBDA şirketi arasında imzalanan anlaşma kapsamında Türkiye, proje bedelinin dörtte üçüne yaklaşan 280 milyon Euro'yu ödemesine rağmen sadece 3 bin 600 füze teslim alabilmişti.

Kara Kuvvetleri'nde yapılan testlerde ise teslim edilen bu füzelerin hedefini vuramadığı belirlendi ve bu nedenle projede sarkmalar yaşanmaya başladı. Bunun üzerine Türkiye, projeyi 'sözleşmede öngörülen takvime uyulmaması' sebebiyle iptal etme kararı aldı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), 2004 yılında projeyi ve ödemeleri durdurarak sözleşmeyi feshetti.

Olay Ulaslararası Tahkim'e gitti. 2009'da sonuçlanan tahkim kararına göre, sözleşmenin fesih tarihi olan 2004'e kadar Kara Kuvvetleri tarafından teslim alınan ancak yapılan tatbikatlarda hedefi vuramayan 3 bin 920 adet ERYX füzesi ve müştemilatı Türkiye'ye bırakıldı. Söz konusu füze ve müştemilatın toplam değeri ise 120 milyon dolar. Proje kapsamında MKEK'de kurulan milyonlarca dolar değerindeki tesis ise kaderine terk edildi.

Öte yandan 28 Şubat sürecinde olgunlaştırılan ve 1998'de sözleşmesi imzalanan projede, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın gerçek füze ihtiyacının 19 binden çok daha az olduğuna dair bir yazının Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na ulaştırıldığı belirtiliyor. Fakat buna rağmen, ihtiyacın 19 bin füze olduğunu belirten dönemin generalleri hakkında herhangi bir işlem başlatılması için Milli Savunma Bakanlığı tarafından hiçbir girişimde bulunulmadığının altı çiziliyor. (ZAMAN)

ERYX TANKSAVAR FÜZESİ FRANSIZ YAPIMI - HEDEFEDE FRANSIZ

ERYX TANKSAVAR ROKETLERİ HEDEFE YOLLA GERİ GELSİN MUTLAKA BİŞEY UNUTMUŞTUR. :)

23 Haziran 2011 Perşembe

HAVELSANDAN İHRACAT BAŞARISI

HAVELSAN'DAN EHTES ELEKTRONİK HARP SİSTEMİ İHRACATI
HAVELSAN EHTES Sistemini Türk Hava Kuvvetleri Komutalığı'ndan sonra Pakistan Hava Kuvvetlerine teslim etti. Temmuz 2010'da kabul testleri başarıyla tamamlanan ve garanti süresi başlayan Pakistan Hava Kuvvetleri EHTES'in açılış töreni Pakistan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Rao Qamar Suleman, Pakistan Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Korgeneral Muhammad Hassan, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Türk Silahlı Kuvvelerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Hayrettin Uzun, HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Arslan, MSB Müsteşar Yardımcısı Tümg. Nihat Kökmen, HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Faruk A. Yarman, SSM Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı A. Lütfi Varoğlu ile diğer üst düzey yetkililerinde katılımıyla 6 Ocak 2011 tarihinde İslamabad Pakistan'da gerçekleştirildi.




HAVELSAN EHTES SİSTEMİ NEDİR?
EHTES tümüyle enstrümante ve entegre edilmiş, gerçeğe yakın tehdit trafiği içerisinde, pilotlar için Elektronik Harp eğitimi sağlamaktadır. HAVELSAN Elektronik Harp Test ve Eğitimine yönelik ihtiyaca uygun, orijinal, anahtar teslimi çözümler sunmaktadır.


EHTES yabancı mühendislik katkısı olmaksızın, HAVELSAN tarafından tasarlanmıştır. EHTES HvKK envanterine 1999 sonunda katılmış ve sistemin işletimi halen HAVELSAN tarafından başarıyla sürdürülmektedir.
HAVELSAN EHTES SİSTEMİNDEKİ MUVCUT ÖZELLİKLER
•Enstrümante ve entegre edilmiş çeşitli gerçek silah sistemleri,
•Çeşitli tehdit emiter simülatörleri,
•Tümüyle modüler ve taşınabilir yapı,
•EHTES'teki tüm sistemlerin Veri Toplama İşlemi, Kayıt İşlemi, 3 Boyutlu Gösterimi, Mermi ve Füze Simülasyonlarının gerçekleştirilmesi,
•Çeşitli Uçuş Sonrası Raporlar,
•İhtiyaçlara göre sürekli geliştirme kabiliyeti.

HAVELSAN EHTES SİSTEMİ PLAKET MERASİMİ

HAVELSAN EHTES SİSTEMİ

21 Haziran 2011 Salı

HAVA SAVUNMA FÜZE SİSTEMİ GELİŞTİRİLECEK

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu Alçak ve Orta irtifa Hava Savunma Füze sistemi yurt içinde Aselsan kontrolünde geliştirilecek. MSB'nin almış olduğu karar ciddianlamda memnuniyet verici. ASELSAN'dan yapılan açıklamaya göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemlerinin milli olarak geliştirilmesini sağlayacak sözleşmeler, Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile ASELSAN arasında imzalandı.


Savunma Sanayii Müsteşarlığı adına Müsteşar Murad Bayar, ASELSAN adına Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Memişoğlu ve Genel Müdür Cengiz Ergeneman, alçak irtifa hava savunma füze sistemi için 278 milyon 371 bin 118 lira ve 193 milyon 59 bin 102 avro; orta irtifa hava savunma füze sistemi için de 250 milyon 720 bin 295 lira ve 132 milyon 113 bin 714 avro tutarındaki sözleşmelere imza koydular.
Alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemlerinin radarlar, atış kontrol sistemleri, komuta kontrol sistemleri ve haberleşme sistemleri gibi yer sistemlerinin tümü, ana yüklenici ASELSAN tarafından geliştirilecek. Projelerde ROKETSAN füzeden sorumlu alt yüklenici olarak görev alacak. Füzelerde kullanılacak arayıcı başlıklar ve veri linkleri de ASELSAN tarafından geliştirilecek.

ASELSAN tarafından geliştirilecek alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri güncel teknolojiye ve yüksek etkinliğe sahip hava savunma sistemlerine sahip olacak, aynı zamanda sistemlerin yurt içinde geliştirilmesi ve üretilmesi sayesinde hem maliyetlerde tasarruf sağlanacak hem de kaynakların yurt içinde kalması sağlanacak. Böylece Türk savunma sanayiinin ulaştığı teknolojik düzey daha ileriye taşınacak ve TSK;nın ihtiyaçlarının yurtiçi olanaklarla karşılanma düzeyi artacak.


ASELSAN, 20 yıl önce Stinger füzesinin ortak üretim programı ile başladığı, daha sonra Kaideye Monteli Stinger (KMS) Sistemi projesi ile devam ettiği hava savunma alanındaki faaliyetlerini, geçtiğimiz yıllarda Hava Savunma Erken İkaz ve Komuta Kontrol Sistemi;ni (HERİKKS) ve KALKAN Hava Savunma Radarını geliştirerek sürdürdü.


ASELSAN halen SSM ile imzalamış olduğu sözleşmeler kapsamında TSK için 35 mm;lik Kundağı Motorlu Hava Savunma Topu ve Ateş İdare Cihazını geliştiriyor; ayrıca, TSK envanterinde mevcut 35 mm;lik Çekili Hava Savunma Toplarını modernize ediyor.

15 Haziran 2011 Çarşamba

İLK YERLİ UYDU RASAT HAZIR. TİBİTAKTAN YERLİ UYDU RASAT

TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ UYDUSU RASAT GÖREVE HAZIR
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından sağlanan kaynakla, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY) tarafından Türkiye'de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu RASAT, fırlatılmak üzere Rusya'ya gönderiliyor.AA muhabirinin TÜBİTAK yetkililerinden aldığı bilgiye göre, RASAT projesiyle Türkiye'nin uydu teknolojilerindeki tasarım, üretim ve test yetenekleri gelişti. Türk mühendislerin ve TÜBİTAK UZAY Enstitüsü'nün kazandığı deneyim ve yetenekler, Türkiye'nin Uzay Teknolojileri alanındaki hedeflerine ulaşmayı sağlayacak yeni projelere de rehber ve öncü oldu. Bu bağlamda RASAT'ın temel hedeflerine başarıyla ulaşıldı.


Tasarım, üretim ve test aşamalarının tamamı Türk mühendis ve teknisyenleri tarafından TÜBİTAK UZAY tesislerinde gerçekleştirilen ilk yer gözlem uydusu olan RASAT, dün sabah Rusya Federasyonu'nda bulunan Yasny Fırlatma Üssü'ne doğru yola çıktı ve gümrük işlemleri için Rusya'nın Ulyanovsk şehrine ulaştı.
Temmuz ayında gerçekleştirilmesi planlanan fırlatma kapsamında, RASAT'ın yanı sıra İngiltere, ABD, İtalya, Ukrayna, Nijerya'nın uyduları da uzaya taşınarak yörüngeye yerleştirilecek. Fırlatma, dünyanın en güçlü kıtalararası balistik füzelerinden biri olan SS-18'den uyarlanarak geliştirilen Dnepr fırlatma aracı ile gerçekleştirilecek. RASAT'ın dahil olacağı fırlatma, Dnepr fırlatma aracının uydu taşımak için yapacağı 17. ticari fırlatma olacak.
-TÜRKİYE'NİN DE UZAY TARİHÇESİ BAŞLIYOR-
RASAT, ülke olarak uydu tasarlama, üretme, test etme ve işletme yeteneklerini göstermek, Türk mühendis ve teknisyenleri tarafından tasarlanarak üretilen yerli uzay ekipmanlarını uzayda test etmek ve optik uydu görüntüleri elde etmek amacıyla geliştirildi.
RASAT'ın hem işlevsel hem de yapısal olarak fırlatmaya hazır olduğu, TÜBİTAK UZAY ve fırlatma aracı üreticisi firmanın tesislerinde yapılan testlerde geçen yıl teyit edildi.
Böylelikle, Türkiye'nin uydu teknolojilerindeki tasarım, üretim ve test yeteneklerinin geliştirilmesi ve bu süreçte Türk mühendisler ve özellikle TÜBİTAK UZAY Enstitüsü'nün deneyim ve yetenek kazanması hedefine başarıyla ulaşıldı.
RASAT'ın yörüngeye yerleştirilmesi ve TÜBİTAK UZAY tarafından tasarlanıp geliştirilen uydu sistemlerinin uzayda başarıyla çalışması ile, sistemlerin uçuş tarihçesi kazanmaları ve bundan sonraki yerli uydu görevlerinde kullanılmaları hedefleniyor. Aynı zamanda, RASAT'tan elde edilecek uydu görüntülerinin, şehir bölge planlama, ormancılık, tarım, afet yönetimi ve benzeri amaçlarla da kullanılması planlanıyor.


-''TÜBİTAK UZAY'DA NELER YAPILIYOR?''
TÜBİTAK UZAY, 1985'de uzay teknolojileri, elektronik, bilgi teknolojileri ve ilgili alanlarda ar-ge projeleri yürütmek amacıyla kuruldu. 2006 yılında Enstitünün misyonu ve vizyonu yenilenerek, ismi ''TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü, (TÜBİTAY UZAY)'' olarak değiştirildi.


TÜBİTAK UZAY'da, uzay teknolojileri alanında uydu sistemleri, uydu alt-sistemleri, uydu yer istasyonu alt sistemleri, uydu test ve entegrasyon sistemleri üzerine çalışmalar yürütülüyor.
Ayrıca, elektronik alanında tümdevre tasarımı, iletişim sistemleri, elektronik sistem tasarımı, elektro-optik görev yükleri, veri işleme alanında işaret işleme, uzaktan algılama, örüntü tanıma, veri madenciliği, makine öğrenmesi; güç elektroniği alanında güç kalitesi, kompanzasyon sistemleri, elektrikli motor sürücüleri, anahtarlamalı güç kaynakları, yenilenebilir enerji; güç sistemleri alanında da elektrik üretim ve iletim sistemlerinin analizi, dağıtım otomasyonu konusunda strateji araştırma ve geliştirme, dağıtım sistemlerinde gözetimli denetim ve veri toplama (SCADA) sistemleri, dağıtım sistemlerinin planlanması, tasarımı ve işletilmesi için kriter belirleme araştırmaları ve projeleri yürütülüyor.


TÜBİTAK UZAY, küçük uyduların tasarımı, üretimi ve test edilmesi alanındaki yeteneklerin geliştirilmesine ve uzay teknolojilerinde uluslararası işbirliğinin oluşturulmasına öncelik veriyor.

Bu projede emeği olan tüm çalışanları yürekten kutlarım.

12 Haziran 2011 Pazar

TÜBİTAKTAN TSK'YA

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde faaliyet gösteren Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK MAM) Gebze yerleşkesi Bilişim Teknolojileri Enstitüsü'nde (BTE) tamamlanmış projeler basına tanıtılıdı. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için hazırlanan projelerde geliştirilen yeni ürünlerle pilotların kontrol sistemlerini etkin ve hızlı kullanımı sağlanırken, mayın tesbitinde daha duyarlı olan portatif mayın tespit cihazı ve gümrük kapılarında etkin denetimi sağlayacak sistemler basına tanıtıldı.




Yeni teknolojik sistemlerin özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın (KKK) ihtiyacı doğrultusunda gerçekleştirildiği belirtilirken, 2001 yılında başlatılan çalışma ile başta savaş helikopterleri olmak üzere askeri hava araçlarının sistemlerinin kumanda edilmesini sağlayan görev bilgisayarları ilk defa milli olarak geliştirildi. "Helikopterde yer alan telsiz, seyrüsefer, gece hedef tesbit-teşhis ve dost düşman tanıma sistemlerini ekranlar üzerinden kontrol edecek Aviyonik Merkezi Kontrol Bilgisyarı, labrotuar ortamında geliştirilmiş ve doğrulanmıştır. Geliştirilen kontrol göstergeleri pilot kabininde kullandığı sistemleri daha hızlı ve etkin kullanmasını sağlıyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı pilotlarının istekleri doğrultusunda geliştirilen bu sistemle haberleşme göstergeleri üzerinden telsizleri kullanarak kara, hava, ve deniz unsurları ile haberleşmeyi sağlıyor. Aynı göstergeler üzerinden dost düşman tanıma cihazını kullanarak helikopterlerin dost hava savunma sistemleri tarafından tanınmasını sağlamakta. Uçuş göstergesi üzerinde helikopterin uçuş durumu ve motor sistemine ait bilgilerde gösterilmekte olağan dışı durumlarda sesli olarak pilota derhal bildirmektedir. Seyrüsefer göstergeleri ile pilotlar helikopterin uçuş bilgilerini görebilmektedir. Hava aracının hareketini harita üzerinden inceleyebilir, acil iniş noktaları, güvenli ya da güvensiz bölgeleri görebilir. Gece görüş sistemi ile olası hedefleri belirleme ve takip etmesi daha kolaylaştırılmıştır. Silah kontrol göstergeleri ile silah sistemleri daha iyi kontrol edilebilir. Bu projeler sonucunda herhangi bir hava aracının görev bilgisayarını milli imkanlarla geliştirecek ve aviyonik sistemleri entegre edecek yetenekleri kazanmış durumdayız" diye konuşan BTE Müdürü Bülent Erencik, projenin tamamlandığını, şu andaki portatiflerin TSK'ya teslim edildiğini, talep edildiği zaman üretim yapılabilineceğini, dünyada 5-6 yerde yapılan bu sistemin şu an en iyi sistem olduğunu ve bir apachi helikopterini çalıştırmak için gereken tüm işlemlerin bu sistemle bir kaç dakikaya düşürüldüğünü söyledi.


TSK için Elde Taşınabilir Mayın Tesbit Sistemleri üzerinde de çalışıldığını söyleyen Erencik, "Milli Savunma Bakanlığı ARGE ve Teknoloji Dairesi tarafından desteklenen KKK'nın istekleri doğrultsunda dual algılaycılı mayın tespit sistemi üzerinde çalışılmaktadır. Proje kapsamında üretilen Elde Taşınabilir Mayın Tesbit Sistemi (ETMTS) metal dedektörü ve GPR algılaycıları bulunmakta olup örüntü tanıma teknikleri ile gömülü cisim teşhisi gerçekleştirilmektedir. Çalışma sonucunda metalik ve nonmetalik mayınları tespit eden ve daha sonra bilgisayarlı örüntü tanıma teknikleri ile cinslerini belirleyen bir laboratuvar prototipi geliştirilmiştir. Bu proje ile birlikte TÜBİTAK MAM ilk defa milyon dolar bütçeli projelerle tanışmış ve bu proje ile birlikte TÜBİTAK MAM'a pek çok projenin kapısı aralanmıştır. Yine bu proje sistematik proje yönetiminin yapılmaya başladığı ilk projelerdendir. Bu sistem ile metal ve plastik içeren tüm mayınlar tesbit edilebilmektedir. Gömülü cisimlerin cinslerinin belirlenmesinden sonra tesbit sonuçları kullanıcıya görsel ve işitsel olarak aktarılmaktadır. Bu proje ile geliştirilen cihaz gerek askeri gerekse sivil amaçlı mayın temizleme işlemlerinde kullamılabilecek. Bunula birlikte toprak altında gömülü bulunan boru, kablo, asfalt kitlesi ve tarihi kalıntıların araştırılmasında bu sistemden faydalanmak mümkün." dedi. Suriye sınırındaki gömülü mayınların bu şekilde daha kolay ortaya çıkarılabileceğini vurgulayan Erincik, "Bu yolla temizlenen topraklar tekrar ülkemizin tarımına kazandıralabilir. Bu topraklarda tekrar tarım faaliyetleri başlatılabilir. Her türlü mayını yakalayan bu sistemin çok geniş bir kullanım alanı mevcut." diye konuştu.


Gümrük Kapıları Güvenlik Sistemleri ile gümrüklerden gecen TIR ve kamyonların takibinin daha kolay olacağını ifade eden Erincik, "Bu sistemle kaçakçılığı önlemiş olacağız. Bu sistem, T.C. Başbakanlık Gümrük Müşteşarlığı'nca, "Gümrük İdaresi Modernizasyonu" adı altında yürütülen yasal eşya, insan ve araç trafiğini elektronik ortamda izleyen bir sistemin tesisi çalışmaları paralelinde, Kara Gümrük Kapıları'nda yasa dışı eşya, araç ve insan trafiğinin izlenmesine olanak sağlayacak güvenlik sistemlerinin kurulmasıdır. GSM Tabanlı haberleşmede GPRS Teknolojisi kullanılarak ATS Mobil Ünite Prototipi ve beş ülke araç plakasını %85 başarım oranında tanıyan Otomatik Plaka Okuma Algoritması geliştirilmiştir. Kontrol Merkezi, CCTV Sistemi, Plaka Okuma Sistemi, Araç İzleme Sistemi, Tümleştirme, WAN güvenliği ve Mobil/Sabit Tarayıcılar. Bu sistem ile gümrükten geçen araclara yerleştirdiğimiz GPRS teknolojisine dayanan bir cihazla araçların güzergahları dışına çıkmasını veya bir noktada fazla duraksamasını engelliyoruz. Gümrükten girip direk yurt dışına çıkacak olan araçlara yerleştirilen bu cihaz sayesinde Türkiye sınırları içersinde herhangi bir bölgede yük indirmesini engelliyoruz. Akaryakıt kaçakçılığı gibi bir çok kaçakçılığın önüne geçebilecğimizi düşünüyoruz. Mersin-İskenderun, Habur arasında akaryakıt nakliyesi yapan tırlarda daha çok kullnılıyor. Ülkeler arası transit geçen tüm araçlar bu yolla kontrol ediliyor. " şeklinde bilgi vardi.
Cihan

ANKARA UZAY ÜSSÜ OLUYOR.

Türkiye'de üretilecek uydular, 9 yıllık çalışmanın sonunda Türk roketleri tarafından yörüngesine taşınacak.Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI), Türksat, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, TÜBİTAK gibi çok sayıda kurumun ortak çalışmasıyla kurulacak, fırlatma üssünün yeriyle ilgili kesin karar verilmedi. Ekvator'a yakın bölgelerdeki fırlatmalarda roketler daha az enerji ile yüksek noktalara ulaşabiliyor. Bu nedenle üs, Türkiye'de güney illerinden birine kurulacak. Ancak üssün yurtdışında kurulması da gündemde. Bunun için KKTC veya Afrika ülkelerinden birinin de tercih edilebileceği öğrenildi. Afrika ülkeleri arasında ise Sudan ilk sırada geliyor.


PROJEYE ORTAK ARANIYOR
Sabah'tan Hamdi Ateş'in haberine göre, Türkiye fırlatma yeteneğini elde etmek uluslararası işbirliği yapmayı planlıyor. İşbirliği yapılacak ülkelerin başında haberleşme uydularını yapan Japonya ile gözlem uydusu Göktürk'ün yapımı ile TAİ tesislerinde Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test (UMET) tesislerinin yapımını üslenen İtalya geliyor. İşbirliği yapılabilecek bir başka ülke ise Rusya. Rusya dünyanın en gelişmiş ve menzili en fazla olan Proton uydularının üretimini yapıyor. Ayrıca Çin'le de işbirliği yapılabileceği belirtiliyor.

ÇALIŞMALAR 9 YILDA TAMAMLANACAK
Fırlatma üssü ve roket teknolojisinin geliştirilmesi için çalışmalar en az 9 yıl sürecek. Çalışmalar tamamlandıktan sonra TAI tesislerine kurulan Uydu Yapım Merkezi'nde üretilecek gözlem uyduları ile haberleşme uyduları Türk roketleri tarafından uzaya gönderilecek. Alçak yörünge uydusu olan gözlem uydularının Türk roketleriyle uzaya gönderilmesi çok daha kolay olacak. Gözlem uyduları yeryüzünden 160 ile 2000 kilometre mesafede yer alıyor. Haberleşme uyduları ise yaklaşık 35 bin kilometre mesafede görev yapıyor.

2020'YE KADAR TÜRKİYE 3 UYDU ÜRETECEK
Türksat 1B,1C, 2A ve 3A uydularına ek olarak Japonya'da imal edilecek Türksat 4A ve 4B uydularını 2013 ve 2014 yıllarında uzaya gönderilecek. Öte yandan TAİ Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test (UMET) tesislerinde üretilecek Türkiye'nin ilk yerli haberleşme uydusu Türksat 5A 2015'de, Türksat 5B 2017'de Türksat 5C 2019'da uzaya gönderilecek. Türksat, böylece, 2020 yılına gelindiğinde, Orta ve Batı Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Orta Asya ile birlikte Sahra altı Afrika, Türksat'ın kapsama alanına dâhil olacak. 2020'de Türk uyduları dünya coğrafyasının yüzde 71'ini, dünya nüfusunun ise yüzde 91'ini kapsamış olacak.
İHA

5 Haziran 2011 Pazar

BMC KİRPİ MAYINA KARŞI KORUMALI ARAÇ MRAP - BMC ÜRÜNLERİ

BMC KİRPİ GENEL BİLGİLER
BMC tarafından Kirpi ismiyle üretilen mayına karşı korumalı 2,5, 5 ve 10 tonluk taktik tekerlekli araçlar yüzde 70'i yerli imkanlarla üretildi.
Zırhlı araçlar bir depo benzinle 800 kilometre yol katederken lastikleri patlasa bile tekrar şişerek 40 kilometre gidebiliyor.




BMC KİRPİ MAYINA KARŞI KORUNAKLI ARAÇ
•350 PS Motor
•4x4 Çekiş Konfigürasyonu
•Tam Otomatik / Manuel Şanzıman
•10-15 Tam Donanımlı Personel Taşıyabilme
•Mayına ve Balistik Tehditlere Dayanıklı
•CTIS – Merkezi Lastik Şişirme Sistemi
•Run/flat Lastikler
•Otomatik Yangın Söndürme Sistemi
 
BMC ÇO AMAÇLI ZIRHLI ARAÇ GENEL ÖZELLİKLER
•250 PS Motor,
•4x4 Çekiş Konfigürasyonu
•5-7 Tam Donanımlı Personel Taşıyabilme
•Tam Otomatik Şanzıman
•Bağımsız Süspansiyon
•Zırhlı 360° Dönebilen Silah İstasyon Bağlantısı (Opsiyonel Silah İstasyon Taşıyıcısı)
•CTIS – Merkezi Lastik Şişirme Sistemi
•Run/flat Lastikler
•Nükleer olaylara dirençli
BMC ÇOK AMAÇLI ZIRHLI ARAÇ
 BMC KURTARICI GENEL ÖZELİKLERİ
• Model: BMC Profesyonel 625 (6x2)
• Motor: 235 PS Cummins B 235 20
• Dişli Kutusu: 9 ileri, 1 geri
• Aracın kebi arkasına monteli 360° sonsuz dönerli, merkezden yağ dağıtıcı teleskopik mobil vinç
• Teleskopik bom merkezden 4 metrede 5,000 kg kaldırma kapasiteli
• Kazalı ve arızalı araçları 360 derece alanda hassasiyetle kaldırıp aracın arkasında götürebilme
• Operatör kabini
• Emniyet için her biri ayrı çalışabilen, yanlara açılma kabiliyetinde mesnet ayakları
• Aracın arka bölümünde 10,000 kg çekme kapasiteli halat tamburu; 50 m uzunluğunda, ucunda kancası bulunan halat. Halat tamburu yatay redüktörlü, fren sistemli, halat sürtünmesine karşı kılavuzlama sistemli


BMC KURTARICI ARAÇ 6X2 5 TON




BMC 380-16P TAKTİK TEKERLEKLİ ARAÇ 10 TON GENEL ÖZELLİKLER
•380 PS Motor
•6x6 Çekiş Konfigürasyonu
•Ön Cam Isıtmalı Çelik Kabin
•Tam Otomatik / Manuel Şanzıman
•NATO Standartlarına Uygunluk
•Tüm Arazi Koşullarına Uygun
BMC 380-16P TAKTİK TEKERLEKLİ ARAÇ 10 Ton
 
BMC 235-16P TAKTİK TEKERLEKLİ ARAÇ 5 TON GENEL ÖZELLİKLER
•235 PS Motor
•4x4 Çekiş Konfigürasyonu
•Ön Cam Isıtmalı Çelik Kabin
•Tam Otomatik / Manuel Şanzıman
•NATO Standartlarına Uygunluk
•Tüm Arazi Koşullarına Uygun
BMC 235-16P TAKTİK TEKERLEKLİ ARAÇ
BMC 185-09B TAKTİK TEKERLEKLİ ARAÇ GENEL ÖZELLİKLERİ
•235 PS Motor


•4x4 Çekiş Konfigürasyonu
•Ön Cam Isıtmalı Çelik Kabin
•Tam Otomatik / Manuel Şanzıman
•NATO Standartlarına Uygunluk
•Tüm Arazi Koşullarına Uygun
BMC 185-09B TAKTİK TEKERLEKLİ ARAÇ 2,5 TON

ARMA ZIRHLI PERSONEL TAŞIYICI

ARMA ZIRHLI PERSONEL TAŞIYICI GENEL ÖZELLİKLERİ
Otokar'ın ürettiği Arma 8x8 isimli zırhlı muharebe aracı karanlıkta, siste, dumanda hiçbir ışık yakmadan termal kamera ile yolu ve etrafı görme ve ilerleme imkanı sağlayacak.


Aracın Amfibi kit sayesinde hiçbir ön hazırlık yapmadan suda yüzebilmesi ve suda saatte 8 kilometre hız yapabilecek.

Modüler bir platform olma özelliği taşıyan araç, ihtiyaçlar doğrultusunda farklı silah kule sistemleriyle donatılabilecek.

Sürücü ve komutan dahil 12 personel ve 24 ton azami yük taşıyabilen araç, 450 beygir gücünde motora ve 7 ileri 1 geri vitese sahip bulunuyor. Araç, 1 depo yakıtla 750 kilometre yol alabilecek.

ALTAY TÜRK TANKI GÖRÜCÜYE ÇIKTI - YERLİ YAPIM İLK TANK

TÜRK YAPIMI TANK ALTAY'IN PROTOTİPİ İDEF FUARINDAYDI

Otokar, ana yüklenicisi olduğu Altay Projesi kapsamında ilk Türk Ana Muharebe Tankı’nın gerçek boyutlardaki modelini sergiledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar’ın yaptığı açılışla tankın üzerindeki örtü kaldırıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, eski içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar ve Koç Holding Savunma Sanayii Otomotiv ve Bilgi Grubu Başkanı Kudret Önen, Altay tankının önünde omuz omuza poz verdi.

Tank, Anadolu’yu düşman işgalinden kurtaran savaşın en önemli isimlerinden, soyadını Atatürk’ün verdiği Fahrettin Altay’ın ismini taşıyor. Tankın en önemli ateş gücünü 120 milimetre çapında topu ve bu atışı yöneten Aselsan üretimi elektronik atış kontrol sistemi oluşturuyor. Yüksek ateş gücü ile çağının en yüksek tahrip gücünü yakalayan tankın, ilk atışta hedefi vurması için Leopard 2A4 tanklarının modernizasyonunda da kullanılan yeni nesil atış kontrol sistemi özel olarak geliştiriliyor. Altay, savaş alanın zorlu koşullarında ve düşman ateşi altında 1500 beygir motor gücü ile hareket edecek. Olası saldırılarda tankı yüksek manevra kabiliyeti ve yetenekleri saklanan modüler kompozit zırh koruyacak.


İlk Türk tankı Altayın 15 Ekim 2010 tarihinde Otokar firması ile MTU ve Renk firmaları arasında Altay tankının güç paketi konusunda sözleşmeler imzalandı. Umarım ilerde güç sistemleride Türkiye'de üretilir. Bu projede tüm Ar-Ge faliyetleri devlet tarafından karşılandı. KOÇ topluluğuna servis edildi resmen. Bu işin tek hoşuma gitmeyen tarafı bu. Neden derseniz gerçekten KOÇ bu ülke için bişeyler yapmış olsaydı savunma sanayi alanlarında Türkiye çoktan sıçrama yapardı. Adamların başka işi gücü yok beyinlerle uğraşıyor ideolojilerle uğraşıyor. Mesela Westing House markası size neyi çağrıştırıyor. Profilo peki size neyi çağrıştırıyor. Beyaz Eşya değilmi? Sadece beyaz eşya değil işte. 1950 yapımı M48A5T1 tankının içine girin Termal görüntüleme sisteminin Profilo olduğunu görürsünüz. Atatürk zamanından kalma el dürbünlerinin markasına bakın Westing House olduğunu görürsünüz. Peki bizdeki Arçelik, Beko Vestel ne iş yapmış. Güldürmeyin beni...
İLK TÜRK YAPIMI TANK ALTAY İDEF FUARINDA

ASELPOD KEŞİF VE GÖZETLEME SİSTEMİ

F-16'ların gece şartlarında 'gündüz gibi' operasyon yapmasına imkân veren ve Türk mühendisler tarafından üretilen AselPod (keşif ve gözetleme sistemi) için geri sayım başladı. Bu sistem sayesinde uçakların gece görüş, lazerle işaretleme, hedef bulma ve bombalama kabiliyetleri en üst düzeye çıkarılacak. Özellikle gece operasyonlarında pilotlar büyük rahatlığa kavuşacak.

F-16'ların gece şartlarında 'gündüz gibi' operasyon yapmasına imkân veren ve Türk mühendisler tarafından üretilen AselPod sistemi sayesinde uçakların gece görüş, lazerle işaretleme, hedef bulma ve bombalama hassasiyeti gibi kabiliyetleri en üst düzeye taşınacak, özellikle gece operasyonlarında pilotlar büyük rahatlığa kavuşacak.


Teröristler ve düşman unsurlar artık milli bir sistemle tespit edilebilecek. Savunma çevrelerinden edinilen bilgiye göre, ilk AselPod 2011'in Haziran ayında Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 100. kuruluş yıldönümünde TSK'ya teslim edilecek. ABD, İsrail ve Fransa'nın ardından Türkiye bu kritik sistemi üreten 4. ülke olacak. Öte yandan AselPod'da, gündüz ve gece kameralarının yanı sıra lazer güdümlü mühimmatlara uygun işaretleme yapabilecek ve pilota hedef mesafe bilgisi iletecek sistemde, lazer hedef İşaretleme ve mesafe ölçme cihazı da yer alacak. İlk olarak 4 AselPod üretilecek, projenin ikinci aşamasında 16 podun daha TSK'ya kazandırılması bekleniyor.



Milli pod üretemi için Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve Aselsan arasında 2006 yılında sözleşme imzalandı. Projenin şu anki büyüklüğünün yaklaşık 50 milyon dolar olduğu belirtiliyor. TSK, F-16 ve F-4 savaş uçaklarında LANTIRN (Low altitude navigation and targeting infraRed for night-Gece için alçak irtifa seyrüsefer ve hedefleme kızılötesi ışını) sistemini kullanıyor.



ASELPOD SAYESİNDE HEDEFLER ISKALANMAYACAK

SSM ve Aselsan tarafından yürütülen projenin nihayete ermesiyle birlikte, bu sistemin yerini yüzde yüz yerli tasarım olan ve milli imkânlarla geliştirilen AselPod alacak. AselPod'da pilota gece görüş ve hedefleme kabiliyeti sağlayacak termal kamera ve görüş kabiliyetini artıracak yüksek büyütmeli gündüz kamerası yer alacak. Lazer güdümlü mühimmatlara uygun işaretleme yapabilecek ve pilota hedef mesafe bilgisi iletecek lazer hedef işaretleme ve mesafe ölçme cihazı da sistemin özelliklerinden biri. Bu sayede Türk savaş pilotları güdümlü bomba ve füzelerle hedefleri büyük isabetle vurabilecek. AselPod, hedefleri video üzerinden otomatik olarak izleyecek ve hedef konum bilgilerini tespit ederek ekrana yansıtacak.

Tümg.Abidin Ünal projeye yönelik olarak düşüncelerini şu şekilde ifade ediyor; ''Pod konusu Hava Kuvvetleri için kuvvet çarpanıdır.Şöyle ifade etmek gerekirse,geceyi gündüz,uzağı yakın eden bir sistem olması nedeni ile çok hassa angajman ve her türlü gece gündüz angajman kabiliyetinin olması nedeni ile pilotların etkinliklerinin artıran bir sistem takdir ederseniz.Podlu uçuş projesinde ilk günden itibaren projenin içinde olan Turgut ATMAN Generalim ve Bandırma'da bu işte tecrübeli arkadaşlar Aselsan'da yerinde inceleme yapınca bize bir rapor sundular.Dediler ki biz bundan çok etkilendik.Burdaki kabiliyeti mutlaka kullanmamız lazım.Hiç bir filo özellikle kullandığı platformu,platformda kullandığı alt sistemin yerli olmasının getireceği hazzı başka bir şeyden alamaz.Dolayısıyla bu çok büyük bir haz.

Komutanlarımız Abidin ÜNAL, turgut ATMAN ve emeği geçen tüm askeri yetikililere özellikle minnetlerimi sunuyorum. Bu yorumundan dolayıda paşama özellikle saygılarımı sunuyorum.

ATMACA GEMİSAVAR FÜZESİ VE AKYA AĞIR TORPİDO DENİZ KUVVETLERİNE TEMİZ KAN GETİRİYOR

ATMACA GEMİSAVAR FÜZESİ VE AKYA AĞIR TORPİDO
Yakın geçmiş yıllarda kısmen basınımızda da yer alan Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın torpido ihtiyaçlarının milli olanaklarla karşılanması için çalışmalar yürüten Türkiye’nin: “Milli torpido üretmek için Güney Kore ile yaplan görüşmelerden Türkiye olumlu sonuç aldı. Dünyanın sayılı torpido üreticilerinden Güney Kore, projenin ArGe birimini ücretsiz olarak Türkiye’ye vermeyi kabul etti.‘‘ bilgileri de yer almıştı.



Türk Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi Komutanlığı (ARMERKOM) sorumluğunda Güney Kore desteğinde devam eden çalışmalar neticesinde, AKYA adı verilen 553 mm standart çaplı yeni tip ağır torpido seri üretim aşamasına gelmiş bulunmaktadır.


Projede torpidonun harp başlığı hususunda ROKETSAN, TÜBİTAK ise sonar bölümlerinde sorumluluk almışlardır. AKYA her ne kadar Güney Kore teknik desteği ile üretilmiş olsa dahi, kendine has bir takım özgün yeni özellikler içereceği de muhakkaktır.


Bir diğer önemli ArGe çalışması ise gemi savar füze projesi ATMACA’dır. IDEF-2009 fuarı sırasında ASELSAN standında yer alan RF arayıcı başlık model çalışması Türk savunma sanayini yakından takip edenlerin aklına, acaba Türkiye kendi imkanları ile yeni bir füzemi geliştiriyor soRusunu akıllara getirmişti.
En son Savunma ve Havacılık dergisi (No: 137) bilgileri ışığında ATMACA adında bir güdümlü gemisavar füzesi üzerinde çalışmaların devam ettiği ve sergilenen modelin de bu füzenin RF arayıcı başlığı olduğu kesinleşmiştir.


Güney Kore ile mevcut iyi ilişkiler ve Türk Deniz Kuvvetleri’mizin yaygın olarak kullandığı gemisavar füzelerine bakıldığı zaman ATMACA’nın görünüm olarak ABD menşeli Harpoon ve Güyey Kore üretimi SSM-700K Sea Star füzeleri ile ortak kısım ve/veya benzerlikler taşıması beklenebilir.


Aselsan ve Roketsan ile daha bir çok savunma sanayi kuruluşumuza ek iş imkanı yaratacak bu çok önemli proje ülkemizi dünya üzerinde kendi gelişmiş güdümlü gemisavar füzesini üreten çok az sayıda ki ülkeler arasına taşıyacaktır.


Kendi savaş gemilerimizi üretmek için yapılan çalışmalarımızın ivme kazandığı bu dönemde AKYA ve ATMACA yerli üretim oranımızın artırılması ve bu konuda da kronikleişmiş dışarıya bağımlılığın azaltılması adına çok önemli katkılar sağlayacaktır.
AKYA ve ATMACA projelerimiz başarı ile hayata geçirilebilirse, bundan sonraki adımda etap hedefinin bu iki projede elde edilen tecrübeleri birleştirmek ve yeni bir ürün daha elde etmek olmalıdır. Bu yeni üründe AKYA torpido gövdesi vasıtasıyla denizaltından atılabilen gemisavar füzesi ve kara hedefleri için saldırı füzesi olmalıdır.

Tüm bu yerli savunma sanayi ürünlerinin hayata geçmesi için büyük çaba sarf eden bütün çalışanları Türk milleti unutmayacaktır. (Ziya AKOVA)

Kaynak : http://www.savunmasanayi.net/turk-deniz-kuvvetleri-icin-yeni-arge-projeleri/turk-deniz-kuvvetleri-icin-yeni-arge-projeleri

Bu habere göre Atmaca gemisavar füzeleri ve AKYA ağır torpidoları Türkiye'de yerli olarak üretilecek ve geliştirilecek. Çok güzel ve büyük bir gelişme.

SIĞINAK VE KORUNAK DELİCİ, NÜFUZ EDİCİ BOMBALAR GELİYOR

Tübitak Sage ve MKEK işbirliğiyle sığına ve her türlü korunaklara karşı kullanılmak üzere Nüfus edici bomba geliştirme çalışmaları başladı. Yakın zamanda

Her türlü sığınak ve koruganın imhası amacıyla geliştirilmesi planlanan nüfuz edici bomba projesinde ilk adım MKEK ile TÜBİTAK-SAGE arasında geçtiğimiz günlerde “alt yükleniciliği” sözleşmesinin imzalanmasıyla atıldı. Sözleşme gereği üretilecek yeni tip bombaların tasarım sorumluluğunu TÜBİTAK-SAGE, üretimi ise MKEK’e tesislerde yapılacak.

Bombaların tasarım sorumluluğu Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu-Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (TÜBİTAK-SAGE), alt yükleniciliğini ise Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) yapacak.


Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı için üretimi planlanan ve “nüfuz edici bomba” olarak tanımlanan yeni tip bombaların üretimi, MKEK tesislerinde gerçekleştirilecek.

Araştırma-Geliştirme safhası çalışmalarının tamamlanmasından sonra, sonra söz konusu proje MKEK’in yatırım programına alınacak. Nüfus edici bombaları üretimiyle ilgili tesislerin üretim kapasitesi, maliyeti, Ar-Ge çalışmalarının tamamlanmasından sonra netlik kazanacak.

İHALEYİ YAPAN İDARE ADI: MSB İç Tedarik Dairesi Başkanlığı. Yani bomba Türkiye'de geliştirilece ve üretilecek.

KAŞİF GÖZETLEME BALONU - BALONLU KEŞİF GÖZETLEME SİSTEMİ

KAŞİF Balonlu Keşif Gözetleme Sistemi, yere sabitlenen, yüksek irtifadan güvenlik amaçlı gerçek zamanlı gözetleme yapılabilen düşük maliyetli bir sistemdir.


KAŞİF GÖZETLEME BALONU GENEL ÖZELLİKLERİ
KAŞİF, yüksek irtifadan elde ettiği tüm görüntüleri birleştirerek panoramik bir görüntü oluşturmakta ve bu panoramik görüntüde hedef tespit, teşhis, tanıma ve takip yapabilmektedir. Takip edilecek hedef otomatik olarak ya da operatör tarafından seçilebilmektedir.

KAŞİF GÖZETLEME BALONU - BALONLU GÖZETLEME SİSTEMİ KAŞİF

İNSANSIZ SUALTI ARACI UAV

AUV, İnsansız Sualtı Aracı, Aselsan tarafından yüksek teknoloji kullanılarak, sualtı keşif ve gözetleme çalışmalarında kullanılmak üzere geliştirilmektedir.


İNSANSIZ SUALTI ARACI AUV'IN GENEL ÖZELLİKLERİ
- Uzaktan kullanım
- Gelişmiş otonom seyrüsefer
- Görüntüleme sonarı ve kamera kullanılarak keşif ve gözetleme
- Otomatik şüpheli cisim tanıma ve uyarı
- Veri ve görüntü aktarımı için yüzer ara birim
- JAUS (İnsansız Sistemler için Birleşik Mimari) uyumluluğu
İNSANSIZ SUALTI ARACI AUV'IN UYGULAMA ALANLARI
- Sualtı Keşif ve Gözetleme
- Liman ve Kritik Alan Güvenliği
- Kıyı Güvenliği
- Mayın Tanı, Teşhis ve İmha
-Arama ve Kurtarma

AUV İNSANSIZ SUALTI ARACI
AUV İNSANSIZ SUALTI ARACI

TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİ ASIR TERMAL KAMERA

ASIR, 8-12 mikrometre bandında algılama yapan, 288x4 Odak Düzlemli Dizin Dedektöre sahip bir üründür. Sistemin sahip olduğu yüksek hassasiyet ve çözünürlük, nesnelerin uzak mesafelerde algılanmasını ve tehdit oluşturan unsurların kolaylıkla teşhis edilmesini sağlar.


Gündüz veya gece olumlu hava koşullarına ilave olarak, görüş mesafesinin sınırlı olduğu olumsuz hava koşullarında (sis, pus, vs.) veya muharebe şartlarında (toz, duman, alev, vs.) yüksek algılama performansına sahiptir.


Özel olarak tasarlanmış kumanda birimi üzerinden tüm kontroller gerçekleştirilir. Sahip olduğu standart arayüzler sayesinde farklı platformlara entegre edilebilmekte olup montajı ve taşınması son derece kolaydır.


ASELSAN ürünü olan Hedef Koordinat Belirleme Sistemi ASIR’a kolaylıkla entegre edilmektedir. Bu sayede tek bir butona basılarak hedefin mesafesi ve yan-yükseliş açıları bulunabilmekte ve hedefin koordinatları hesaplanarak termal görüntü üzerinde kullanıcıya aktarılmaktadır.


TERMAL KAMERA ASIRIN GENEL ÖZELLİKLERİ
-Olumsuz Hava ve Taktik Alan Koşullarında Yüksek Performans
- Yüksek Çözünürlükte Görüntü Kalitesi
- Hafif, Kompakt Mekanik Yapı
- Ergonomik Uzaktan Kumanda Birimi
- Ekrandaki Görüntünün Durdurulması ile Hedef Analizi
- Montaj ve Kullanım Kolaylığı
- Hedef Koordinat Belirleme Sistemi ile Entegrasyon
- Gündüz Kamerası Takılabilmesi için Arayüz
- Görüntü Üzerinde Elektronik Semboloji ve Şebeke
- Kendi Kendini Test Edebilme Yeteneği
- Harici Bilgisayar Bağlantı İmkanı
- Askeri Standartlara Uygun Tasarım


ASIR TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİ (Aselsan Yapımı)

ASIR TERMAL KAMERA (Aselsan Yapımı)

GÜNDÜZ GECE TERMAL NİŞANGAH SİSTEMİ DNTSS

Dünyada ilk kez T.S.K tarafından kullanılan ürün Gündüz gece termal nişangah sistemi DNTSS Aselsan tarafından üretildi ve dünyada sadece Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılıyor.

DNTSS’de gözetleme yapmayı sağlayan üç ayrı kanal vardır. Gündüz Görüş Periskobu, (Gün ışığı sensörü) Gündüz Görüş Kamerası (Gün ışığı TV) ve Termal Görüş Ünitesi (Termal Sensör). Her bir gözetleme kanalı iki ayrı görüş alanına sahiptir. Gündüz Görüş Periskobundan gözetleme bir göz merceği (oküler) yardımı ile yapılır.Gündüz Görüş Kamerası ve Termal Görüş Ünitesinden elde edilen görüntüler ise ayrı bir video ekran biriminden izlenir. DNTSS’de iki ayrı video ekranı olup, nişancı ve araç komutanı birbirlerinden bağımsız olarak gün ışığı TV veya termal görüntüyü seçebilmektedir.


DNTSS, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan Zırhlı Muharebe Araçlarına takılarak gece ve gündüz atış olanağı sağlamaktadır. Sistemde teknolojinin son aşaması olan ve taktik menzilleri 2 misline çıkartan 4x240=960 adet 2. nesil kızıl ötesi odak düzlemli dizin dedektör kullanılmaktadır. Bu teknoloji ile seri üretimi gerçekleştirilen sistemler dünyada ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hizmete alınmıştır.
DNTSS’in atış kontrol sistemine entegre edilmesi için gerekli donanım tasarımında mevcuttur. Bu işlem için nişangahta herhangi bir modifikasyon gerekmemektedir.
Sistemin hava, deniz ve diğer kara platformlarına uyarlanması mümkündür. DNTSS bugünün cihazı olup, sayısal yapısı gereği geleceğin sayısal harp alanı konseptine uygun değişik platformlarda ve uygulama alanlarında ikame edebilecek, taktik ve teknik üstünlükleri daha uzun yıllar bu sahalardaki uygulanabilirliğin garantisi olacaktır.

Gündüz Gece Nişangah Sistemi (Aselsan Ürünü)
Gündüz Gece Nişangah Sistemi (Aselsan Ürünü - Gece Atış Görüntüsü)

TÜRK YAPIMI SONAR KULAÇ ASELSAN'DAN

Aselsan'ın, "kulaç" ismi verilen sonarı, denizaltıların korkulu rüyası torpidoları uzaklaştırmak için kullanılan karıştırıcı teknolojisine de sahip olacak.

MİLLİ SONAR "KULAÇ"IN ÖZELLİKLERİ
Kulaç sistemi, tamamen Aselsan imkanları ile tasarlanmış ve üretilmiş milli bir sistem olma özelliğini taşıyor. Bu özelliği ile kulaç, ilk "milli sonar" olarak savunma sanayii sektöründe yerini aldı.
Tüm askeri ve sivil gemilerde kullanılan bu sonar ile gemilerin deniz dibine olan mesafesi ölçülüyor. Gerektiğinde bu bilgi daha gelişmiş bir bilgisayar ile desteklenerek deniz dibinin haritası da çıkarılıyor. Aselsan bu tür sonarı da geliştiriyor.
Farklı derinlikler için iki ayrı frekansta yayın yapabilen sistem, 1000m uzaklıktaki cisimlerden gelen ses yansımalarını algılayarak ölçüm yapıyor ve derinlik bilgisini operatöre sunuyor.
Aselsan, geçtiğimiz ay İstanbul'da gerçekleştirilen IDEF 2011 Savunma fuarında gemileri torpidolardan korumak için özgün geliştirdiği Hızır, ZARGANA ve ZOKA sistemlerini de tanıtmıştı. Bu sistemler torpidoları fark ettikten sonra ses dalgaları ile aklını karıştırıyor veya gemi taklidi yaparak üzerine çekiyor ve ana gemiyi koruyor.

Türkiye, Aselsan'ın da katkılayıryla, elektronik harp cihazları alanında kendi öz tasarımını yapan ilk 10 ülke arasında bulunuyor. Frekans atlamalı VHF/FM Kriptolu telsiz sistemleri alanında kendi öz tasarımını ve üretimini yapan en başarılı ilk 4 ülke arasında. Kestirme cihazları alanında ilk 4 ülke arasında yer alıyor.

4 Haziran 2011 Cumartesi

TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ SEYİR FÜZESİ TÜBİTAK-SAGE'DEN

Türkiye'nin ilk yerli seyir füzesi Tübitak-Sage işbirliğiyle geliştirildi ve basına tanıtıldı. Bu dünyanın en güzel haberi. Füzenin proje aşaması 2006 yılında başladı ve bu yıl sonundan itibaren orduya teslim edilmeye başlanacak. Türkiye'de proje Türk Yapımı İlk yerli seyir füzesi olması amacıyla çok büyük önem taşıyor.

Üç farklı varyant olarak geliştirilen füze, 180 kilometrenin üzerindeki menzili ile hava savunma radarları tarafından tespit edilmesini zorlaştıracak özelliklere sahip. Küresel konumlandırma sistemi (GPS) kullanarak hedefine uçuyor. Füzeyi diğer seyir füzelerinden ayıran en büyük özelliği gövdesinde çok hafif alaşım metal ve kompozit malzeme imal edilmiş olması. ve bir karıştırma yapılırsa Ataletsel Navigasyon Sistemi (ANS) ve Yeryüzü Referanslı Navigasyon Sistemi kullanarak hedefini buluyor. Yani radarlardan ve ABD yapımı konumlama sisteminden (GPS'den) tamamen bağımsız çalışabiliyor olması.

Füze son aşamada devreye giren kızılötesi görüntülemeli arayıcısı sayesinde hedefini bilgisayarına önceden yüklenen görüntü ile eşlendirerek birkaç metre hassaslıkla vuruş sağlıyor.SOM, Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki F-16 Block 40 ve F-4E 2020 Terminatör uçakları tarafından kullanılıyor. TÜBİTAK SAGE, mühimmatın gelecek yıllarda envantere girecek F-35 uçaklarında kullanılabilmesi için de sertifikasyon çalışmaları yapıyor. Edinilen bilgiye göre TÜBİTAK SAGE’nin ayrıca geliştirdiği yüksek atış özelliğine sahip mühimmatları da bulunuyor.

Kaynak ve Resimlerde Hürriyetten yararlanılmıştır.





Türkiye'nin ilk yerli seyir füzesi Tübitak Sageden

İlk Türk Yapımı Seyir Füzesi

1 Haziran 2011 Çarşamba

EUROFIGHTER SAVAŞ UÇAĞINDAN MÜKEMMEL HABER

Eurofighter savaş uçağından okuduğum habere göre mükemmel bir haber gelmiş. Eurofighterden üst düzey bir yetkili "Biz Türkiye'ye tüm kaynak kodları ve kritik teknolojileri vermeye hazırız.". Mutlaka değerlendirilmeli ve üzerine düşülmeli. Eurofighter savaş uçağı F35 savaş uçaklarına göre çok çok daha üstün özelliklere sahip bir savaş uçağı. F35 savaş uçağını üstün yapan tek özellik ise ABD dayatması. Eğer ABD dayatması değilse neden F22 Raptor değilde F35 sizce. Eurofighter savaş uçağı F22 Raptor ayarında bir savaş uçağıdır. F35 ayarında değil. F35 ile kıyaslanamaz. Eğer kıyaslanabilecek özelliklerde olacak bir savaş uçağı olsaydı. F18, F35, Grippen, Mirage ve Rafaele saşav uçaklarının da katıldığı Hindistanın savaş uçağı alım ihalesinde Eurofighter galip çıkmazdı. O kadar ABD dayatmasına, ihalenin üst üste uzatılmasına rağmen Eurofighter o ihaleden galip ayrıldı.

"Yazılımı paylaşmak demek ondan sonra sürekli kullanıcı isteklerine göre değişiklik demek. Bu zaman ve maliyet açısından karşılanabilir bir durum değil. İngiltere ve İsrail dahil hiçbir ülke kaynak kodlarına sahip olmayacak." diyerek, Türkiye'nin isteklerine kapıları kapamıştı. Avrupa ise kaynak kodları vermeyi teklif ediyor. Öte yandan Lockheed Martin, Zaman'ın konuyla ilgili sorularını cevapsız bıraktı. 16 milyar dolarlık F-35 projesinin masaya yatırıldığı son Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) toplantısında, yazılım konusundaki endişeler dile getirilirken Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner, daha önce alınan F-16 savaş uçaklarında yaşanan sorunları hatırlatmıştı. Başbakan Erdoğan da yazılım kodlarının verilmemesinin kabul edilemeyeceğini net bir dille ifade etti. Geçtiğimiz aralık ayında ABD lisansı ile Türkiye'de üretilen F-16 savaş uçaklarının uçuşta beyni kabul edilen görev bilgisayarlarının yerli olarak üretilmesi yönünde karar alınmıştı. Milli görev bilgisayarının üretilmesiyle birlikte F-16'ların ABD'nin muhtemel elektronik etkisinden kurtarılması hedefleniyor.


LOCKHED MARTİNDEN BİR YETKİLİ KAYNAK KODLARI İNGİLTERE İSRAİL DAHİL HİÇBİR ÜLKEYE VERİLEMEZ DİYOR. TÜRKİYE İNGİLTERE VEYA İSRAİL DEĞİL. İT İTİ ISIRMAZMIŞ. TÜRKİYE'NİN İNGİLTERE VEYA İSRAİLLE SAVAŞA GİRMEYECEĞİNİN KİMSE GARANTİSİNİ VEREMEZ BANA. AMA BEN İNGİLTERENİN ABD VEYA İSRAİLLE SAVAŞA GİRMEYECEĞİNİN GARANTİSİNİ HERKESE VEREBİLİRİM.


EUROFIGHTER SAVAŞ UÇAĞI

EUROFIGHTER SAVAŞ UÇAĞI

EUROFIGHTER SAVAŞ UÇAĞI
F35 SAVAŞ UÇAĞI

F35 SAVAŞ UÇAĞI
F16-F35-F22 RAPTOR SAVAŞ UÇAĞI